KAHRAMANMARAŞ’TA
BAKIRCILIĞIN SORUNLARI
Bir Kahramanmaraşlı olmama rağmen bakırcılığın bu
kadar geliştiğini, Türkiye’de 1 numara olduğunu ve dünyada Fransa ile
yarıştığını inanın bilmiyordum.
Halen Kahramanmaraş’ta şuan Bakırcılar odasına kayıtlı
350, Ticaret odasına kayıtlı 250, maliye kayıtlı 500 kayıt dışıda 500 toplam
1600 esnafın bulunduğu sanılmaktadır. Her esnafın 3 kişi olduğunu düşünürsek
4800, birde bunların yanında en az 3 kişi çalıştığını hesaplarsak 1800
onlarında 3 kişilik aile olduğunu düşünürsek karşımıza toplamda 12.800 kişinin
bu meslekten ekmek yediğini anlarız.
Bu kadar önemli bir meslek gurubuna acaba ne kadar
önem veriyoruz? 12.800 kişiye hitap eden bu mesleğin sorunları nelerdir? Sayın
Kahramanmaraş Valisi ile Belediye başkanlığından beklentiler nelerdir?
bakırcılık için ne yapılabilir? Bu mesleği yapan büyük firmaların ne yapması
gerekir? Daha bir çok sorulara cevap
aramaktansa kısaca Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunları demek daha
mantıklıdır.
Bakırcılık denilince sadece bakır turistik süs eşyası
yapan esnaf akla gelmemelidir. Kahramanmaraş bakırcılık denilince, Çelikçiler,
kromcular, tefloncular, alimünyumcular, dökümcüler, sarıcılar, bakalitiler, kaşıkçılar,
kalaycılar, nakışçılar, sıvamacılar,
işlemeciler, turistik bakır eşya yapan bakırcıların hepsi bu guruba
girmektedir. Bu nedenle sorunları bu topluluğa hitaben ele alınmalıdır.
Bu açıklamaları yaptıktan sonra Kahramanmaraş’ta
bakırcılığın sorunları maddeler halinde ele alalım.
1-MARKAMIZ YOK.
2-SESİMİZİ REKLAMLARLA DUYURAMIYORUZ.
3-PAZAR YERİMİZ BAKIRCILAR ÇARŞISINA GEREKLİ ÖNEMİ
VEREMİYORUZ.
4-FUARLARA GİDEMİYORUZ.
5-BU MESLEĞİ SÜRDÜRECEK USTA ÇIRAK BULAMIYORUZ.
6-ESNAFLARIMIZI BİR SİTEDE TOPLAYAMIYORUZ.
7-ESNAFLARIMIZA DEVLET TARAFINDAN MADDİ VE MANEVİ TAM
DESTEK VEREMİYORUZ.
8- ESNAFLIĞI VE USTALIĞI ÖĞRENİP ÖĞRETEMİYORUZ.
8 Madde halinde yazdığımız bu sorunları tek tek ele
almak gerekir. 16.04.2012 tarihinde 1. maddeden başlayarak inceleyeceğiz, o
tarihte görüşmek üzere, bu konuda fikri olanların tarafıma müracaat ederek tüm
yaşantınızda başarılar dilerim.
1-MARKAMIZ
YOK
Yaptığım araştırmalarda bakırcılığın bu kadar ilerde
olmasına rağmen marka olarak hiçbir ismin olmaması gerçekten çok dikkatimi
çekti. Bunun sebepleri araştırmaya başladım, görüştüğüm esnaflarla bu konuyu
sordum. Gerçekten Kahramanmaraş’ta ustalığın yanında esnaflığın çok geride
kaldığını gördüm. 35 yaşında, 7 yaşından beri bu mesleğin içinde olan genç iş
adamı ile bu konuyu konuştum, ve hayretler içinde kaldım.
Genç işadamı düzenini kurduğunu sistemini oturttuğunu
yaptığı ürünün elinde kalmadığını söyledi. Oysa bu genç işadamı yaptığı
ürünleri Gaziantep’e yolladığını orada süsleme yapıldıktan sonra oranın patendi
ile satışa sunulduğunu söyledi. Kazancının çok şükür yerinde olduğunu yılda bir
defa tatile gittiğini ve bunun için marka ile v.b uğraşmasının gereğinin
olmadığını söyledi.
Bu genç işadamına markanın faydalarını anlattım. Değişik markaların kazancını anlattım.
Kahramanmaraş’ta yapılan çelik çaydanlık fiyatları ortalama 14 tl ile 22 tl
arasındadır, oysa Türkiye’ye mal olmuş marka çaydanlığın fiyatı ise 120 ile 250
arasında değişmektedir. Tabii bunu reklamın yaptırdığını dolayı ile markanın ön
plana çıktığı anlattım, hatta buna benzer daha bir çok örnek verdim. Bu iş
adamımız bu örneklerden pek memnun olmadı hatta bunu yapmak için maddi gücünün
olmadığını söyledi.
Oysa markalaşmanın o kadarda çok maddi güce ihtiyacı
olmadığını, ama markalaşınca kazancın daha artacağını anlattık.
Kahramanmaraş’ta dondurma sektöründe markalaşmış iki tane marka vardı, ben çok
iyi biliyorum bu iki marka kadar kaliteli ürün imal eden ve Sakarya mahallesine
sıkışmış bir firma vardı ve genç işadamı sayesinde markalaştı ve şuan dünyanın
3. büyük dondurma markası oldu. Aslında markalaşmak sadece biraz cesaret
birazda akıl işini anlatmama rağmen bu iş adamımızdan gerekli iğliyi görmedi.
Yine görüştüğüm genç işadamlarımızdan kaşıkçılık yapan
bir esnafla bu konuyu görüştüm ve bu işadamımız sonunda ikna olarak bu konuda
uğracığına söz verdi. Bu işadamımızın imal ettiği ve 304 saf çelik ile yaptığı
kaşık takımını ortalama 100-120 arasında pazarladığını, oysa aynı kalitede
yapılmış marka bir kaşık takımının 350-450 arasında satıldığını gördük hemde
bakırın şehri Kahramanmaraş’ta. Gerçekten bu konuya çok üzülüyorum boşa giden
emekler, daha çok kazanmakta gerekirken 2. ve 3. şahıslara para kazandırmak,
net kardan zarar etmek akıl işi değildir.
Bu işin birde yanında çalışılan işçiler acısından ele
almak gerekir, şuan ortalama bu işte çalışan bir işçinin aylık kazancı asgari
ücretin altında kalmaktadır. Bu arada çalışan bir işçiye sigortada çok nadir
yapılmaktadır. Bu durumda çok yakında işçi usta kalfa bulmakta zor olacağından
yakında bu sektörün kapanması tehlikesi de bulunmaktadır. Bunları düşünen bir
işçi asgari ücret ile sigorta
garantisini düşünerek teksil fabrikasına girmektedir. Oysa markalaşmış üretim
yerlerinde buda sorun değildir, çünkü marka ile kazancı gerçekten çok
yüksektir.
Satırlarıma son verirken bu konuda Kahramanmaraş Sayın
Valisinden, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa POYRAZ’ın, Kahramanmaraş Esnaf Odalar Birliği Başkanı
Ahmet KUYBU’nun ve Kahramanmaraş Bakırcılar Odası Başkanı Ökkeş BOZLAKOĞLU’nun
gerekli desteklerini beklerim. Bu destekler gerekirse maddi gerekirse manevi
olarak olabilir. Kahramanmaraş’ta gördüğüm kadarı ustalığın gerçekten çok
harika olduğunu ama esnaflıkta tüm şehrin sınıfta kaldığını gördüm. Sayın
valimiz veya belediye başkanımız bu konuda çeşitli seminerler öğretici etütler
verilebilir, esnaflarımız marka konusunda daha da bilinçlenebilir. Bunları
düşünerek geleceğe daha aydın bakılması dileklerimle başarılar temennisi ile,
yarın görüşmek üzere.
2-SESİMİZİ REKLAMLARLA DUYURAMIYORUZ.
Kahramanmaraş’ta bakırcılık dahil hiçbir esnaf
grubunda reklam anlayıcı yoktur. Dondurmada, biberde, teksilde dünya çapında
ses getirmiş büyük firmalara sahip, hatta marka olmuş bir çok firmanın dahi
reklamı yoktur. Ben pek anlamıyorum ama Kahramanmaraş esnafı reklama markaya
olduğu gibi pek sıcak bakmamaktadır.
Bakırcılıkta özellikle çelik üretiminde ABD’den
Avrupa’ya, Asya’ya bir çok devlete mal üretip satan firmaların bile adını ne
gazetede ne televizyonda duymuyoruz. Kahramanmaraş’ta ürettiği ürünü başka bir
firmaya verip onların patendi markası ile satan bir iş adamı ile görüştüm. Bu
işyerinde yaklaşık 150 kişi çalışmaktadır, ve günde bilmem kaç tır mal
üretilmektedir. Hatta inanamadım bu firma kendi kalıbını kendisi üretmektedir.
Neden kendi markanı vurarak birkaç reklamla kendi malını satmıyorsun dediğimde
aldığım cevap beni şok etmiştir.
-Neden böyle şeylerle uğraşayım ki? Neden reklama
çuvalla para vereyim? Malım nasılsa filan firma tarafında peşin olarak alınıyor
hemde istediğim fiyata, elimde de hiç malım kalmıyor.
-Haklısın elinde malın kalmıyor ve istediğin fiyata
satıyorsun. Peki göstermiş olduğun faturada mini çaydanlığın fiyatı 12 Tl, bu
çaydanlığın tüketicinin eline kaça geçtiğini biliyor musun? O dediğin firma
senden bunu 12 ye alıyor 8 de masraf ediyor kutu marka v.b. 40 da reklama
veriyor bunlar tahmini rakam ve en yüksek olarak söylüyorum senin 12 ye
sattığın ürünü 60 tl mal ediyor biliyor musun bunu kaça veriyor? Hemde bunu
çeliğin bakırın şehri Kahramanmaraş’ta 100 ile 120 arasında satılıyor hemde
pazarlıksız.
-Olabilir bende o çaydanlığı 7 mal ediyorum ve 5 lira
kazanıyorum.
-Güzel kazanıyorsun ama o firma en az 40 lira
kazanıyor ve bunu senin sırtında alıyor.
Bu iş adamı söylediklerimi anladı ama zannetmiyorum ki
bir işlem yapacak. Kendince düzenini kurmuş, malı üretiyor ve satıyor buda ona
yetiyor, maddeler içinde yazdığım gibi maalesef Kahramanmaraş’ta usta çok hemde
en iyi ustalar ama esnaf ve esnaflık maalesef yok. İş adamımız biraz risk alsa
birazda masraf etse o firmaya kazandırdığını kendi kazanacak, yanında
çalışanlar kazanacak dolayısıyla Kahramanmaraş kazanacak.
Burada da iş yine Kahramanmaraş sayın valimize,
belediye başkanımıza, KMSOB başkanımıza ve bakırcılar odası başkanımıza
düşüyor. Bence yapılacak en önemli iş seminerler düzenleyip ustalık kadar
esnaflığıda öğretmektir. Ben burada bir
paren tezde sayın bakırcılar odası başkanı Ökkeş BOZLAKOĞLU için açmak
istiyorum, kendisini tanıdığım ve bildiğim kadarı ile yenilikçi ileri gören iyi
ve genç bir işadamıdır. Üretmiş olduğu 304 ve 404 çelik ürünleri gerçekten
büyük firmalarda üretilen mamullerden daha kalitelidir. Bunun için üretmiş
olduğu ürünleri marka olarak görmek, reklâmlarla Türkiye ve dünyada tanındığını
bilmek, arkadan gelen işadamlarına örnek olmasını önemle istiyoruz.
Bu günlükte bu kadar sayın okuyucularım. Bu konuda
fikri olanların bizzat tarafıma müracaat etsini temenni eder işlerinizde
başarılar dilerim.
3-PAZAR YERİMİZ BAKIRCILAR ÇARŞISINA GEREKLİ ÖNEMİ
VEREMİYORUZ.
Bakırcılar
çarşısı Kahramanmaraşlı bakırcı, semerci, ceviz oymacı derici gibi bir çok
esnafın Pazar yeridir. Bizi bakırcılar ilgilendirdiği için sadece bakırcıları
anlatalım. Bakırcılar çarşısı tarihi özelliğinden dolayı da çok önemlidir.
Geçmişi Anadolu Selçuklu dönemine kadar giden bu çarşı Dulkadiroğlu beyliğinden
sonra Osmanlılar zamanında çok önemli konuma gelmiştir.
Buranın
temeli bakırcılık mesleği üzerine kurulmuşsa da bugün semerci baharatçı ağaç
oyma sandıkçı bıçakçılara da rastlanmaktadır. Bakırcı esnafım sıvama tekniği,
dövme tekniği ve günümüz modern teknikle ürettiği ürünlerini bakırcılar
çarşısında hem göstermekte hemde pazarlamaktadır. Böyle olunca da bakırcılar
çarşısı hem tarihi kültürel olarak hemde reklâm ve pazarlama için çok önem arz
etmektedir.
Burada
yaptığım inceleme ve çarşı esnafı ile görüştüğümde gerçekten çok büyük
sıkıntılar olduğunu gördüm. Özellikle Kahramanmaraş sayın valisinden rica
ediyorum bir gün tarihe mal olmuş bu çarşıyı gezsin, aynı şeyi sayın belediye
başkanımızdan da rica ediyorum. Bu kadar önem arz eden bir çarşıyı gösteren tek
bir levha yok. Çarşıya dört tane giriş olmasına rağmen hiçbir levha yok.
Kahramanmaraş
bakırcılığın kenti ve bu kentte dört giriş var, Adana, Kayseri, Gaziantep ve
Malatya pazarcık girişi, ben her girişten de geldim ve bakırcılıkla ilgili
sadece Adana girişinde toplu anıtta bir temsil gördüm. İsmini vermek
istemediğim bir ilimizde 5 tane bakırcı var, bunun 2 si Gaziantepli, 2 si Kahramanmaraşlı ve biriside o kentin
yerlisi. İnanırımsınız kente 3 girişte de adamlar kocaman bakır cezve yapmışlar
sanırsın bakır kenti.
Kahramanmaraş’ta
daha önce söylemiştim bu işi yapan 1600 esnaf var, ama bunu belirten hiçbir
kanıt olmadığı gibi Pazaryeri olan bakırcılar çarcısını gösteren tek bir
levhada yok. Gelelim bu kadar önem arz eden bakırcılar çarşısının içine,
gerçekten Kahramanmaraşlı olmaktan üzüldüm ya çarşının içi rezalet, bakımsız ve
en önemlisi dışardan gelen misafire bir tuvaleti yok.
Çarşının
acilen restore edilmeye, kanalizyon yapılmasına, daha sistemli güvenlik
yapılmasına, 21. asra yakışır aydınlatmaya üzerinin tarihine yakışır şekilde
kapanmaya ihtiyacı vardır. Bakırcılar çarşısında bazı imalathaneler
çalışmaktadır, bunlarda bir yapı kooperatif sitesinde toplanarak buranın sadece
pazarlama çarşısı olarak dizayn edilmesi gerekmektedir. Çarşıda dolaşırken
görüştüğüm esnafların isteklerini sordum.
Bakırcılar
çarşısından Salih ustanın isteğini aynen aktarıyorum.
-Bakırcılar
çarşısı olarak burayı gösteren levhalar istiyoruz, sonra turist kafileleri
gelmektedir onlara burayı da tur programına alınmasını istiyoruz. Unutulmasın
ki kentimiz dondurma biber olduğu kadar bakırcı kentide. Yapılan tur
programlarına bakırcılar çarşısı nında dahil edilmesini bekliyoruz.
Yine
esnaflarımızdan Orhan ustanın taleplerini de aynen yazıyorum.
-Ben en
önemli isteğim bakın şuranın haline rezalet, biz burada üretim ve pazarlama
yapıyoruz, gelen misafirimizi gönderecek bir doğru düzgün tuvaletimiz yok.
Burada kanalizyonda yok olsa tuvaletimizi dükkanımıza yapacağız, sonra en ufak
bir yağmurda gelen müşterinin sığınacak yer olmadığından gidiyor, yukarı çarşı
gibi burası da kapatılmasını istiyoruz. Yine en büyük sıkıntımızdan biriside
dışardan gelen bir müşteri bizi arıyor ve bulamadım diye gidiyor ya bir
levhamız yok, lütfen bunları yazın.
Bu
ustalarımızın söyledikleri ile yaptığım araştırmada çarşının ihtiyaçlarını
maddeler halinde yazıyorum ve çözümünü öncelikle sayın valimizden, belediye
başkanımızdan, KMSOB başkanımızdan ve bakırcılar odası başkanımızdan
bekliyoruz.
1-Çarşıyı
gösteren levha yok.
2-Kahramanmaraş’ın
bakırcı kenti olduğunu girişlerde gösteren amblem vb hiç bir şey yok.
3-Tuvalet
yok kanalizyon sıkıntısı var.
4-Gerçek
anlamda aydınlatma ve güvenlik yok.
5- Çarşının
reklâmı olmayınca tanınmıyor bilinmiyor, turist turlarına çarşı olarak
katılması yok
6-Dondurma
sektörü ile teksil sektöründeki gibi maddi manevi destek yok.
Yazımı
burada bitiriyor, tüm esnaflarımıza işlerinde ve özel yaşantılarında başarılar
diliyorum.
4-FUARLARA GİDEMİYORUZ
Kahramanmaraş’ta
bakırcılığın sorunlarından biride fuarlara gidemiyor dışarıya tam anlamı ile
açılamıyoruz. Bu konuda görüştüğüm bazı esnaflar maddiyatsızlıktan bazıları
fuarlardan haberlerinin olmadığını söylediler. Bazı esnafsa Kafum’un
kiralanarak fuar açılmasını en azından ürünlerini Kahramanmaraş halkına tanıtmak
istediklerini söylediler.
Görüştüğüm
esnaflar bu konuda haklı, özellikle turistik bakır eşya yapan esnafımızın buna
çok ihtiyacı var. Türkiye’de akla gelen hiçbir fuarda Kahramanmaraş bakırcı
esnafını maalesef göremiyoruz. Oysa bir İzmir fuarında, İstanbul, Antalya vb.
fuarlarda, hatta gerekirse yurt dışındaki fuarlarda bu ürünlerin gösterilmesi
çok yerinde ve ne güzel olurdu.
Bu konuda da
yine sayın Valimize belediye başkanımıza KMSOB başkanımıza ve bakırcılar odası
başkanına görev düşmektedir. Bu esnaflarımızın maddi ve manevi desteğe
ihtiyaçlarının olduğunu bilmeleri gerekmektedir.
Benim
düşünceme göre örneğin bir İzmir fuarına 3 veya 4 esnafı gönderilse, bu
esnaflar fuar boyunca el emeği göz nuru ürünleri orada sergilese, hatta levha
bakırı orada işleyerek ürün haline getirseler inanın en güzel reklam olur.
Sadece iç değil dış turizmede bu ürünler tanıtılmış olur. Ben hiçbir esnafın
bunu yalnız başına yapacağını tahmin bile etmiyorum. Bu konuda yukarda saydığım
dört büyüğümüzden mutlaka maddi ve manevi destek bekliyorum.
Unutulmamalıdır
ki bu günkü teknoloji çağında bir ürünü yapmak kadar pazarlamak satmakta çok
büyük başarıdır. Bu başarının en kolay yolu ise reklamdan geçer, bu reklamında
en kolay ve en ucuz olanı insanlarla yani bizzat müşteri ile yapılan reklamdır.
Bunun yapılabilmesi için müşteri bizzat ürünü, nasıl yapıldığını görmesi
gerekiyor. Biliyorsunuz ki buda fuarlarla yapılmaktadır.
Kahramanmaraş’ta
görüştüğüm bakırcı esnaflarının sayın bakırcılar odası başkanından ve belediye
başkanından birde ortak talepleri bulunmaktadır. Bu talepte yapılacak bir
istemdir. Biliyorsunuz Kahramanmaraş Atatürk parkında belediyemiz tarafından
yapılmış kapalı bir alan var, Kafum burada en azından 15 günlük sadece
bakırcılara ait bir fuar düzenlenmesi.
Sayın
belediye başkanımız ve oda başkanımız İnşallah bunu dikkate alır ve en azından
15 günlük bir fuar düzenlerler. Birkaç reklamla ve en azından çevre illere
tanıtılarak bende bunun oldukça başarılı
olacağını biliyorum.
Sözüme son
verirken gerekli mesajların yerlerine ulaştığına inanarak tüm bakırcı
esnaflarımızda başarılar diler mutluluklar temenni ederim.
5-BU MESLEĞİ SÜRDÜRECEK USTA ÇIRAK BULAMIYORUZ
Kahramanmaraş’ta
bakırcılıkta bence en büyük sıkıntılardan biriside bu, çok yakında eğer böyle
giderse bu işi yapacak gerçekten usta ve çırak bulunmayacak ve tarihe mal olmuş
bir meslek kaybolup gidecek.
Bu konuyu
öncelikle kalfa çırak ve ustalar olarak ele almak istiyorum. Görüştüğüm
işyerlerinde ortalama bir çırak 30-50, bir kalfa 125-200, iyi bir ustada
çalışmasına göre 250-400 arasında haftalık almaktadır. Bu iş yerlerinde
sigortaya çok az oranda rastlanmaktadır, görüştüğüm işyerlerinde özellikle sanatkârlık
isteyen bakırcılıkta sigorta yapan esnaflarda en fazla iki kişiye sigorta
yapmaktadır. Bu mesleğin kromcu çelikçi grubunda sigorta asgari ücret
uygulaması da yeni yapılmaya başlamıştır.
Çalışanlar
olarak ortak görüş bu işte iş garantisi bulunmamaktadır, kazanç oldukça düşüktür
ve sigortaya sıcak bakılmamaktadır. Durum böyle olunca, çalışanlar işçiler
Kahramanmaraş’ta hızla gelişen ve yine çok önde olan teksil sektörüne
kaymaktadır ve buralarda çalışmaktadırlar.
Bu sektörde
özellikle çırak bulunmuyor buna sebeplerden biride uygulamaya konulan 5+3 ve
uygulamaya konulacak olan 4+4+4 ilköğretim okul sistemidir. 6 yaşında okula
başlayan çocuklarımız 18 yaşında ilköğretim mezunu olacak, bu yaştan sonra
çıraklık kalfalık yapması bence imkânsızdır. Bugünkü sitemde de 6 yaşında okula
giden bir çocuk 14 yaşında ilköğretimi bitirecek sorarız devlet büyüklerine bu
yaşa gelmiş bir çocuğa bu yaştan sonra bırak bakırı başka sektörde de olsa
çıraklık yaptırabilirmisin
Bakırcılıkta
gerçek anlamda mesleğin piri olmuş bir ustanın en az 20 yıl çalıştığını
biliyoruz. Şunu unutmamak gerek şuan bulunan gerçek ustalarımız, maddi
sebeplerden, eğitimin uzatılmasından, ve
geriden nesil gelmediği için Allah korusun son nesil olabilir.
Bu sebepleri
esnaflarla da görüştüm onlarda kendilerince haklı, sigorta yapamadıklarını
söylüyorlar çünkü ancak karınlarını doyurabiliyorlar, hatta bir çok
esnafımız 2-3 yıllık bağkur borçlarının
bulunduğunu söylediler. Bin bir zahmetle ürettikleri ürünlerinin tüccarlara
kaptırdıklarından kendileri istediklerini kazanmadıklarından usta, kalfa ve
çıraklara gerekli desteği veremediklerinden şikayet ettiler.
Yeri
gelmişken burada bir parantez açmak istiyorum, bu yalnızca benim değil, bu işi
yapan esnaflarımızın da talebidir. Kahramanmaraş Bakırcılar Odası sayın Ökkeş
BOZLAKOĞLU’undan bizzat esnaflar talep edilmektedir. Kahramanmaraş’ta
bakırcılar odası adına tüm esnaflarımızı ürünlerimizi gösteren internet sitesi
yapılaması ve bu konuda gerekli desteği vereceklerini belirttiler.
Kahramanmaraş’ta
yaptığım araştırmalarda teksil en büyük sektör olmuş, dondurma, kırmızı biber,
kuyumculuk, ağaç oymacılığı, el yapımı tarhana büyük sektör olmaya adaylar
haline gelmiştir. Bakırcılıkta ise krom çelik, bakalit, kaşıkçılık, dökümcülük
(alimunyum, bakır döküm, cürufçuluk ve levha işleri) çağa ayak uydurmuş ön
plana çıkmıştır. Bunun yanında alimunyum sanayi ve turistik bakırcılık yerinde
saymakta ve böyle giderse bir nesil sonra kaybolmaya mahkum hale gelecektir.
Kısaca
özetlersek Kahramanmaraş bakırcılında ücretlerin maddi sebeplerden dolayı düşük
olması, sigorta işlerine sıcak
bakılmaması, eğitim sisteminden dolayı çırak bulunmaması geçmişten geleceğe
uzanan bu meslekte yetiştirecek kalfa ve usta bulamamaktadır.
İş burada
devlet büyüklerine düşmektedir, tarihe mal olmuş bu mesleğin ayağa kaldırılması
için maddi ve manevi destek gerekmektedir. Eğitim sistemi ille 4+4+4 olacaksa
çocuklarımız eğitimde küçük yaşta mesleğe yönetilmeli, meslek okullarına
ağırlık verilmelidir. Çeşitli kurumlarımıza (Valiliğimiz, Belediye
başkanlığımız, KMSOB, Oda Başkanlığımız v.b) yapacakları seminer ve
aktivitelerle destek olmalıdırlar. Bunların içinde bence en büyük destek maddi
destektir, esnaflarımıza çok düşük gerekirse sıfır faizlerle kredi imkanı
verilmelidir.
Yazdıklarımın
devlet büyüklerimizce dikkate alınmasını temenni eder, esnaflarımıza bol
kazanç, tüm milletime de hayırlı işler dilerim.
6-ESNAFLARIMIZI BİR SİTEDE (YAPI KOOPERATİFİNDE)
TOPLAYAMIYORUZ.
Kahramanmaraş’ta
bakırcılığın önemli sorunlarından da birisi bu, yaptığım araştırmalarda bu
esnaflar aşta YSS, Menderes mahallesi ve Bakırcılar çarşısına dağılmış görünse
de şehir içinde çeşitli mahallelerde, organize sanayide, Gaziantep ve Adana
yolu üzerine de dağılmış durumdadırlar.
Nedendir
bilinmez ama Kahramanmaraş’ta bakırcılığın çok gerisinde olmasına rağmen
marangozlara, terzilere, kuyumculara
hatta kunduracılara yapı kooperatifi yapılacak ama bakırcılara böyle bir
çalışma henüz bulunmamaktadır. Gerçekten birbirini bu kadar tamamlayan başka
meslek olmamasına rağmen bakırcılar ile çok dağılmış durumdadır. Daha önce
saydım bakırcı denilince akla alimünyumcular, kromcular, çelikçiler, turistik
bakırcılar, kalaycılar, dökümcüler cürufçular, bakalitçiler, perçinciler,
kaşıkçılar bezciler, v.b çok değişik esnaf gurubu girmektedir.
Bir turistik
bakır çaydanlığın nasıl yapıldığını, hangi mesleklerin bundan gelir elde
ettiğini takip ettim. Çaydanlık yapmayı planlayan bir esnaf öncelikle
dökümcüden önceden belirlediği bakır levhayı alır. Diyelim ki bu esnaf
bakırcılar çarşısında, levha alması için YSS gitmesi lazım, aldığı bu levhayı
sıvama tekniği ile şekillendirir. Şekillenen levha eski kışla denilen yerde
kalaycı tarafından kalaylanır. Şekli meydana çıkan çaydanlık için kulp ve emzik
gerekir, esnafımız bunun içinde ya organize sanayiye gidecek yada Gaziantep
yolu üzerindeki bakalitçiye. Bu işleri de halleden esnafımız nakış için tekrar
işyerine döner, nakış işi de bitince ürününü paketlemek için daha önce
hazırlattığı kutu için tekrar YSS gitmesi gerek. Son defa YSS giden esnaf ürünü
olan çaydanlığını satışa hazırlamıştır.
Bir
çaydanlığın yapımında esnafımız bu kadar uğraşarak, hem maddi hemde manevi
zarar etmiştir. Yol için yaptığı masraftan başka birde zamanı da gitmiştir. Bu
örnek sadece bir çaydanlık için, başka ürünlerde de en az aynı işlemler
yapılmaktadır.
Sayın
yetkililere soruyorum bu kadar değerli, tarihe mal olmuş bu mesleğe neden bu
kadar ilgisizlik var? Oysa bu meslek insanoğlu yaşadığı sürece vardır ve hep
olacaktır. Üstelik gerçekten hatırı sayılır bir halk topluluğu ekmek
yemektedir. Sonra önce şehir ekonomisinde sonrada ülkemiz ekonomisinde çok
değerli katkıları bulunmaktadır. Şunda hemen belirteyim Kahramanmaraş gerçekten
bu meslekte Türkiye birincisidir, dünyada ise sadece Fransa ile mücadele
etmektedir.
Burada da
yine iş sayın devlet büyüklerimize düşmektedir, görüştüğüm tüm esnafın tek
ortak derdi kendilerine ait tüm esnafların içinde bulunduğu bir ortak yapı
kooperatifi. Bunlarda en az 80
m2 olmak üzere yapılan dükkanların düşük taksitlerle esnafa
dağıtılmasını dört gözle beklemektedirler. Son sözüm bakırcılar odası başkanı
ile KMSOB başkanına lütfen bu sese kulak verin ve hemen bir ön çalışmaya
başlatın. Sevgi ve saygılarımla tüm esnaflarımıza hayırlı cumalar dilerim.,
7-ESNAFLARIMIZA
DEVLET TARAFINDAN MADDİ VE MANEVİ TAM DESTEK VEREMİYORUZ
Bence bakırcılıkta en büyük sıkıntı esnaflarımız maddi
olarak desteklenmemesidir. Geçenlerde gazetede okumuştum bilmem kaç tane devlet
sanatçısı varmış. Sakın yanlış anlaşılmasın ben sinema, müzik tiyatro
sanatçılarına saygım sonsuz ama bence bir bakırcıdan en az onlar kadar
sanatkârdır. Her iki grupta bu işe yüreğini, el emeğini göz nurunu koymaktadır.
Ayrıca belirtmeden geçemeye cem sinema vb. sanatkârlık insanoğlu yaşadığı
sürece hep olacaktır, sadece aktörler değişecek ama hep varlığımı göreceğiz.
Bakır sanatkârlığı ise eğer böyle giderse çok yakın
gelecekte tarih olacak. Kahramanmaraş Osmanlı, hatta Anadolu Selçuklu devleti
zamanında bakırcılık çok önemli bir gelir kaynağı imiş. O kadar kıymetli ve
değerliymiş ki arsa, ev gibi gayrimenkul değerinde mirasla dağıtılıp kayda
geçermiş. Hatta bugünkü eski Osmanlı kayıtlarında bunları bulmak mümkün.
Görüştüğüm birçok esnaf bu konuda gerçekten yardım
beklemektedir. Özellikle 2010 yılından sonra maddi durumdan dolayı bir çok
esnaf dükkan kapatmış yada maliyeden düşerek kaçak çalışma yollarına
başvurmuştur. Kaçak çalışan bu esnaf maddi olarak çok rahatladığını düşünerek
fiyat kırma ile diğer çalışan esnafa da zarar vermektedir.
Bu şekilde tabiri caizse merdiven altında çalışan
esnaf sayısı da baya vardır ve sayı asla küçülmemelidir. Ben bazı bu esnaflarla
da görüştüm, adamlar bakıra vb malzeme yapılan zamlarla iş yapamadıklarını, en
az 2-5 yıl bağkur ödemediklerini geçinmek için başka çarelerinin kalmadığını
beyan ettiler. Bazıları da böyle çok iyi olduğunu bağkur ve vergi olmadığı için
mallarını ucuza pazarladıklarını daha rahat rekabet ettiklerini söylediler.
Bence çok yanlış olmaması gereken bir durum ve bu iş bizi çok aşar.
Sayın devlet büyüklerinden bu konuda yardım istiyoruz
esnaflar adına. Gerçekten bu esnaflara sahip çıkılmazsa, esnaf ya kepek
indirecek yada merdiven altında yaşamak için çalışacak. Her iki durumda da
kaybeden yine halkımız ve devletimiz olacak.
Bu esnaflara çok düşük faizli, uzun vadeli olarak
verilecek krediler hem şehir hem devlet bütçesi için çok yerimde olacak. Bu
konuda sayın büyüklerimizde destek bekliyoruz. Gelin hep beraber tarihe mal
olmuş bakırcılık mesleğine el atalım, bu mesleğin tarih olmasına karşı çıkalım.
Saygılarımla tüm esnaflarımıza bol kazançlar temenni ederim.
8- ESNAFLIĞI
VE USTALIĞI ÖĞRENİP ÖĞRETEMİYORUZ.
Bence Kahramanmaraş’ta bakıcılık dışında da en büyük
sorunlardan biri maalesef bu, gerçekten esnaflığı öğrenemiyoruz. Konuştuğum bir
çok esnaf bence bu konuda sınıfta kalır. Burada mal üretmek satmak esnaflık
gözü ile bakılıyor. Örneğin 28 yaşında bakırcı İhsan beyle bu konuyu tartıştım,
inanın söylediklerine bazen güldüm bazen de üzüldüm, acıdım da.
İhsan mesleğinde tam bir usta, bakırın tüm işini
harika olarak yapıyor. Sıvaması, kalaylaması, parlatmak kulp çakımı,
paketlemeye kadar her işi en ince detayına kadar yapabilen ender bir usta.
Himayesinde 5 kişi çalıştırıyor, her kişinin işi ayrı, yukarda saydığım işleri
tek olarak yapıyorlar. Çalışan işçilerin sigortası, sosyal hakları yani mesai
saatleri yıllık izin hakları gibi konulara girmiyorum, bunları özle haklara
sayıyorum.
Gelelim esnaflığına, bakın sorduklarıma verdikleri
cevabı aynen yazıyorum bu konuda karar siz sayın okuyucularımın.
-İhsan usta gördüğüm kadarı ile iyi bir ustasın,
maşallah bakıra her şekli veriyorsun çok çeşitli ürünün var, peki hiç marka
olmayı daha çok ürün yaparak daha pahalıya pazarlamayı düşündün mü?
-Marka olmak aklımdan geçti, basitte bir araştırma
yaptım sanrım 15-20 bin lira ek bir masrafım çıkıyor. Şuan bunu yapmak işime
gelmiyor çünkü hamdolsun yaptığım ürünü satıyorum hatta bazen mal
yetiştiremiyorum.
-Çok güzel ben sana şöyle bir örnek vereyim, diyelim
ki sen bakırı levha halinde peşin para 17 TL ye alıyorsun. Buna 2 TL işçilik
veriyorsun, 1 TL kalay veya parlatma veriyorsun ve iyi oranda da 2 TL de
malzeme kullanıyor, 17+5=22 TL mal ettiğin ürünü de paraketende 30, toptanda
24-25 civarında veriyorsun. Ben bu rakamlarda yanılıyor muyum?
-Hayır ortalama doğru fiyatlar bu.
-Peki ben sana şimdi çelikten bir örnek vereyim, Bizim
burada yapılan saf krom yani 304
komposdu seti ortalama 20-25 arasında, aynı set televizyonda reklam yapmış a
markada 120-150 arasında gidiyor arada uçurumlar var. Ben iddia ediyorum burada
yapılan o markadan çok daha kaliteli ve tahminimce bu markanın ürünü de burada
yapılmış ama o marya patentli üründür. Sen neden bunu düşünmüyorsun daha çok
ürün ve daha yüksek pazarlama yapmak aklına gelmiyor mu?
-Geliyor ama ben zaten iyi kazanıyorum, arabam evim
var yılda 1 ay tatile de gidiyorum yani durumum iyi.
-Haklısın ama yanında çalışanların hangisi tatile
gitmişler acaba, şuan 5 kişi çalışıyor neden yanında 100-150 kişi çalışmasın,
sadece evin birde normal araban var, oysa bir bağ evin bir yazlığın sıfır
birkaç araban olmasın? Hatta birkaç dairen olmasın değilmi? Şuan belki beş kişi
sana dua ediyor tabi normal haklarını veriyorsan. 100-150 kişi çalışırsa daha
çok dua alırsın onlara daha refah yaşam verirsin sen bunları yapacak kapasitedesin.
-Haklısın çalışırsam yapabilirim ama ya kim uğraşacak
ben zaten düzenimi kurdum kazanıyorum da fazlasını ne yapayım, sen bunları
büyük patronlara anlat.
-Ya onlar zaten yapmışlar çalışıyorlar, zamanında
çalışmışlar atılım yapmışlar ben onlara ne anlatayım neyse boş ver sen bu yaşta
hala bu küçük dükkanda hayata devam et atılım senin neyine? Sana son bir şey
soracağım, nasıl bu mesleğe girdin?
-Babamın yakın arkadaşı olan Ahmet usta var, o zaman
yedi yaşındaydım, bana okuyup da müderrismi olacak bir mesleği olsun dedi ve
beni Ahmet ustaya teslim etti. Ahmet usta bana mesleği öğretti, askerden
gelince babam köyde bir parça tarla ile evde bulunan koca öküzü sattı ve bir
tezgah aldım dükkanımı açtım. Sonrada Allah diledi evlendim evimi arabamı aldım,
3 yıl öncede bu dükkanın kökünü aldım.
-Usta sen ne mezunusun merak ettim.
-Dışardan torpille ilkokulu bitirdim, başkada
okumadım.
Bakın sayın okuyucularım bu esnafımız sadece ilkokul
mezunu, onu da dışardan bitirmiş, esnaflık hakkında hiçbir bilgin varmı veya
bir şeyler okudun mu dediğimde cevap hayır, bu ustamız inanın işe başladığında
faturasını fişini irsaliyesini başkasına yazdırıyordu.
Buna örnekler çok yeni sanayide yıllarını bu mesleğe
vermiş bu işin piri olmuş çok da saygın ve işin kötüsü işinde çok başarılı bir
ağabeyimiz var, hayretler içinde kaldım ya adamın okuma yazması bile yok.
Soruyorum bir esnaftan senet alırsan ne yapıyorsun diyorum, başkasına
okutuyorum diyor, işini yıllarca bu şekilde yürütmüş. Şaşmamak elde değil
gerçekten bu adam şuan sanayide maddi ve manevi durumu çok iyi parmakla
gösterilen saygın bir esnaftır.
Buna örnekler çok saymakla bitmez, anlatılan hep aynı
hikaye, filan ustanın yanında yetiştim, bağımı bahçemi tarlamı öküzümü sattım
dükkan açtım. Yıllarca merdiven altında kaçak çalıştım, Allah’ta verdi çok
şükür işim iyi. Kahramanmaraş bakırcılar odası sekreteri ilede bu konuyu
konuştum. Adam diyor maalesef bizim esnafımız çok iyi ustalar ama asla iyi bir
esnaf değiller. Bizim yılda bir defa aldığımız aidat vardır, gecen sene 80 TL.
idi. Burada büyük bir esnafın yanına gittim aidat istemeye adamın bindiği
arabalardan sadece birisi 120 bin liranın üstünde 80 liraya benle pazarlık
ediyor 50 lira versem olmaz mı diye. Adamla saatlerce pazarlık ettim, ya bunun
her tarafı usta olsa ne yazar, esnaflığı olmadıktan sonra, bence haklı 120 bin
liralık araba binen birisi 80 lirayı hemen vermeli.
Görüştüğüm esnafın bir çoğu gerçekten fatura
yazamıyor, bir çok esnaf kayıt dışı merdiven altı tabiri ile çalışıyor. Çok
ilginç olaylarla da karşılaştım, bir esnaf anlattı, bu esnaf çay, tatlı kaşığı
yapıyor çay kaşığının 12 âdeti ortalama 1200 kuruş. Mal satışına giden bir
toptancıya ürününü bu fiyattan vermiş, adamda aynı 1200 kuruşa aldığı kaşığı
900 kuruşa pazarlamış yani 300 zararına sorduğumda sebep kaşıkçıyı bitirmek.
Tesadüf Erzincan’a gitmiştim, orada görüştüğüm bir
esnaf dostum, ben dedi bir telefonla Kahramanmaraş’ta hangi esnafın nasıl mal
yaptığını, kaça pazarladığı bir telefonla öğrenirim, birkaç kişi ile görüşmem
dede tüm esnafı öğrenirim. Her esnaf rakibi esnafı en ince detayına kadar
anlatır, çok cahil esnaflarınız var. Gecen bir fincanı sordum sana anlatayım,
sizin kentte bir cezve 05 milimden 1.5 milim arası baskı ve sıvama ile
yapılıyor, elde ve makinede nakışlanıyor, fiyatı da 2-12 arasında satılıyor.
Gerçekten adam haklı bunları anlatırken isimde veriyor. Ben size soruyorum bir
esnaf rakibini anlatırken kendisini de anlatmıyor mu? Bu anlattıklarım hangi
esnaflık ahlakına girer? Esnaflığı ustalığı kadar iyi olan biri bunları yaparmı?
Görüştüğüm tüm esnaflarda tek düşünce var ben ürünümü
pazarlayayım gerisi boş. Bunu yaparken her türlü sahtekarlığı yapmak esnaflık
işi, yani gemisini yürüten kaptan mantığı. Vallahi inanamadım bakırcılıkta
alimunyumda bir üretici malını 05 kuruşla 2 lira karla pazarlıyor ve bunu büyük
başarı sağlıyor, bu ürün vatandaşa da en az 10 lira karla veriliyor. Üretici 05
kuruş ile 2 lira kazanıyor o kadar emekten sonra pazarlamacıda en az 10 lira
kazanıyor bu nasıl esnaflıksa ben anlamadım anlayan varsa buyursun anlatsın.
Durum böyle olunca çalıştıracak usta kalfa çırakta
bulunmuyor, çalışanlarda teksil sanayisine gidiyor. Burada yine iş
büyüklerimize düşüyor, esnaflık hakkında çeşitli seminerler düzenlenmeli,
esnaflarımıza esnaflık öğretilmelidir. Bu konuda anlatılacak inanın çok konu
var ama ben sizleri sıkmak istemiyorum. Milli eğitim bakanlığı, çalışma
bakanlığı ile ortak bu konuda seminerler veya gerekirse okullarda ders olarak
bu konuyu anlatmalıdır bence.
Ayrıca en azından KMSOB ile Bakırcılar odası Başkanlığı
bu konuda bir çalışma yapmalıdır. Bu esnafa esnaflık öğretilmelidir, esnaf
ahlakı gösterilmelidir. Ustalığı çıraklık eğitim okullarının ve çalıştıkları
işyerlerinde ustaların öğrettiğini kabul etsek bile acil olarak esnaflık
mutlaka seminerlerle anlatılmalı en kısa zamanda da öğretilmelidir.
Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunlarını özet olarak anlattık artık çaresi
büyüklerde diyerek yeni konularda görüşmek üzere hoşça kalın der saygılar
sunarım.
MUSTAFA
AKYOL
05379797897
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder