3 Mayıs 2012 Perşembe

KAHRAMANMARAŞ'TA BAKIRCILIĞIN SORUNLARI


KAHRAMANMARAŞ’TA BAKIRCILIĞIN SORUNLARI

Bir Kahramanmaraşlı olmama rağmen bakırcılığın bu kadar geliştiğini, Türkiye’de 1 numara olduğunu ve dünyada Fransa ile yarıştığını inanın bilmiyordum.
Halen Kahramanmaraş’ta şuan Bakırcılar odasına kayıtlı 350, Ticaret odasına kayıtlı 250, maliye kayıtlı 500 kayıt dışıda 500 toplam 1600 esnafın bulunduğu sanılmaktadır. Her esnafın 3 kişi olduğunu düşünürsek 4800, birde bunların yanında en az 3 kişi çalıştığını hesaplarsak 1800 onlarında 3 kişilik aile olduğunu düşünürsek karşımıza toplamda 12.800 kişinin bu meslekten ekmek yediğini anlarız.
Bu kadar önemli bir meslek gurubuna acaba ne kadar önem veriyoruz? 12.800 kişiye hitap eden bu mesleğin sorunları nelerdir? Sayın Kahramanmaraş Valisi ile Belediye başkanlığından beklentiler nelerdir? bakırcılık için ne yapılabilir? Bu mesleği yapan büyük firmaların ne yapması gerekir?  Daha bir çok sorulara cevap aramaktansa kısaca Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunları demek daha mantıklıdır.
Bakırcılık denilince sadece bakır turistik süs eşyası yapan esnaf akla gelmemelidir. Kahramanmaraş bakırcılık denilince, Çelikçiler, kromcular, tefloncular, alimünyumcular, dökümcüler, sarıcılar, bakalitiler, kaşıkçılar, kalaycılar,  nakışçılar, sıvamacılar, işlemeciler, turistik bakır eşya yapan bakırcıların hepsi bu guruba girmektedir. Bu nedenle sorunları bu topluluğa hitaben ele alınmalıdır.
Bu açıklamaları yaptıktan sonra Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunları maddeler halinde ele alalım.
1-MARKAMIZ YOK.
2-SESİMİZİ REKLAMLARLA DUYURAMIYORUZ.
3-PAZAR YERİMİZ BAKIRCILAR ÇARŞISINA GEREKLİ ÖNEMİ VEREMİYORUZ.
4-FUARLARA GİDEMİYORUZ.
5-BU MESLEĞİ SÜRDÜRECEK USTA ÇIRAK BULAMIYORUZ.
6-ESNAFLARIMIZI BİR SİTEDE TOPLAYAMIYORUZ.
7-ESNAFLARIMIZA DEVLET TARAFINDAN MADDİ VE MANEVİ TAM DESTEK VEREMİYORUZ.
8- ESNAFLIĞI VE USTALIĞI ÖĞRENİP ÖĞRETEMİYORUZ.
8 Madde halinde yazdığımız bu sorunları tek tek ele almak gerekir. 16.04.2012 tarihinde 1. maddeden başlayarak inceleyeceğiz, o tarihte görüşmek üzere, bu konuda fikri olanların tarafıma müracaat ederek tüm yaşantınızda başarılar dilerim.   
                                                                        



1-MARKAMIZ YOK

Yaptığım araştırmalarda bakırcılığın bu kadar ilerde olmasına rağmen marka olarak hiçbir ismin olmaması gerçekten çok dikkatimi çekti. Bunun sebepleri araştırmaya başladım, görüştüğüm esnaflarla bu konuyu sordum. Gerçekten Kahramanmaraş’ta ustalığın yanında esnaflığın çok geride kaldığını gördüm. 35 yaşında, 7 yaşından beri bu mesleğin içinde olan genç iş adamı ile bu konuyu konuştum, ve hayretler içinde kaldım.
Genç işadamı düzenini kurduğunu sistemini oturttuğunu yaptığı ürünün elinde kalmadığını söyledi. Oysa bu genç işadamı yaptığı ürünleri Gaziantep’e yolladığını orada süsleme yapıldıktan sonra oranın patendi ile satışa sunulduğunu söyledi. Kazancının çok şükür yerinde olduğunu yılda bir defa tatile gittiğini ve bunun için marka ile v.b uğraşmasının gereğinin olmadığını söyledi.
Bu genç işadamına markanın faydalarını anlattım.  Değişik markaların kazancını anlattım. Kahramanmaraş’ta yapılan çelik çaydanlık fiyatları ortalama 14 tl ile 22 tl arasındadır, oysa Türkiye’ye mal olmuş marka çaydanlığın fiyatı ise 120 ile 250 arasında değişmektedir. Tabii bunu reklamın yaptırdığını dolayı ile markanın ön plana çıktığı anlattım, hatta buna benzer daha bir çok örnek verdim. Bu iş adamımız bu örneklerden pek memnun olmadı hatta bunu yapmak için maddi gücünün olmadığını söyledi.
Oysa markalaşmanın o kadarda çok maddi güce ihtiyacı olmadığını, ama markalaşınca kazancın daha artacağını anlattık. Kahramanmaraş’ta dondurma sektöründe markalaşmış iki tane marka vardı, ben çok iyi biliyorum bu iki marka kadar kaliteli ürün imal eden ve Sakarya mahallesine sıkışmış bir firma vardı ve genç işadamı sayesinde markalaştı ve şuan dünyanın 3. büyük dondurma markası oldu. Aslında markalaşmak sadece biraz cesaret birazda akıl işini anlatmama rağmen bu iş adamımızdan gerekli iğliyi görmedi.
Yine görüştüğüm genç işadamlarımızdan kaşıkçılık yapan bir esnafla bu konuyu görüştüm ve bu işadamımız sonunda ikna olarak bu konuda uğracığına söz verdi. Bu işadamımızın imal ettiği ve 304 saf çelik ile yaptığı kaşık takımını ortalama 100-120 arasında pazarladığını, oysa aynı kalitede yapılmış marka bir kaşık takımının 350-450 arasında satıldığını gördük hemde bakırın şehri Kahramanmaraş’ta. Gerçekten bu konuya çok üzülüyorum boşa giden emekler, daha çok kazanmakta gerekirken 2. ve 3. şahıslara para kazandırmak, net kardan zarar etmek akıl işi değildir.
Bu işin birde yanında çalışılan işçiler acısından ele almak gerekir, şuan ortalama bu işte çalışan bir işçinin aylık kazancı asgari ücretin altında kalmaktadır. Bu arada çalışan bir işçiye sigortada çok nadir yapılmaktadır. Bu durumda çok yakında işçi usta kalfa bulmakta zor olacağından yakında bu sektörün kapanması tehlikesi de bulunmaktadır. Bunları düşünen bir işçi asgari ücret  ile sigorta garantisini düşünerek teksil fabrikasına girmektedir. Oysa markalaşmış üretim yerlerinde buda sorun değildir, çünkü marka ile kazancı gerçekten çok yüksektir.
Satırlarıma son verirken bu konuda Kahramanmaraş Sayın Valisinden, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa POYRAZ’ın,  Kahramanmaraş Esnaf Odalar Birliği Başkanı Ahmet KUYBU’nun ve Kahramanmaraş Bakırcılar Odası Başkanı Ökkeş BOZLAKOĞLU’nun gerekli desteklerini beklerim. Bu destekler gerekirse maddi gerekirse manevi olarak olabilir. Kahramanmaraş’ta gördüğüm kadarı ustalığın gerçekten çok harika olduğunu ama esnaflıkta tüm şehrin sınıfta kaldığını gördüm. Sayın valimiz veya belediye başkanımız bu konuda çeşitli seminerler öğretici etütler verilebilir, esnaflarımız marka konusunda daha da bilinçlenebilir. Bunları düşünerek geleceğe daha aydın bakılması dileklerimle başarılar temennisi ile, yarın görüşmek üzere.
                                                                                       
  
2-SESİMİZİ REKLAMLARLA DUYURAMIYORUZ.

Kahramanmaraş’ta bakırcılık dahil hiçbir esnaf grubunda reklam anlayıcı yoktur. Dondurmada, biberde, teksilde dünya çapında ses getirmiş büyük firmalara sahip, hatta marka olmuş bir çok firmanın dahi reklamı yoktur. Ben pek anlamıyorum ama Kahramanmaraş esnafı reklama markaya olduğu gibi pek sıcak bakmamaktadır.
Bakırcılıkta özellikle çelik üretiminde ABD’den Avrupa’ya, Asya’ya bir çok devlete mal üretip satan firmaların bile adını ne gazetede ne televizyonda duymuyoruz. Kahramanmaraş’ta ürettiği ürünü başka bir firmaya verip onların patendi markası ile satan bir iş adamı ile görüştüm. Bu işyerinde yaklaşık 150 kişi çalışmaktadır, ve günde bilmem kaç tır mal üretilmektedir. Hatta inanamadım bu firma kendi kalıbını kendisi üretmektedir. Neden kendi markanı vurarak birkaç reklamla kendi malını satmıyorsun dediğimde aldığım cevap beni şok etmiştir.
-Neden böyle şeylerle uğraşayım ki? Neden reklama çuvalla para vereyim? Malım nasılsa filan firma tarafında peşin olarak alınıyor hemde istediğim fiyata, elimde de hiç malım kalmıyor.
-Haklısın elinde malın kalmıyor ve istediğin fiyata satıyorsun. Peki göstermiş olduğun faturada mini çaydanlığın fiyatı 12 Tl, bu çaydanlığın tüketicinin eline kaça geçtiğini biliyor musun? O dediğin firma senden bunu 12 ye alıyor 8 de masraf ediyor kutu marka v.b. 40 da reklama veriyor bunlar tahmini rakam ve en yüksek olarak söylüyorum senin 12 ye sattığın ürünü 60 tl mal ediyor biliyor musun bunu kaça veriyor? Hemde bunu çeliğin bakırın şehri Kahramanmaraş’ta 100 ile 120 arasında satılıyor hemde pazarlıksız.
-Olabilir bende o çaydanlığı 7 mal ediyorum ve 5 lira kazanıyorum.
-Güzel kazanıyorsun ama o firma en az 40 lira kazanıyor ve bunu senin sırtında alıyor.
Bu iş adamı söylediklerimi anladı ama zannetmiyorum ki bir işlem yapacak. Kendince düzenini kurmuş, malı üretiyor ve satıyor buda ona yetiyor, maddeler içinde yazdığım gibi maalesef Kahramanmaraş’ta usta çok hemde en iyi ustalar ama esnaf ve esnaflık maalesef yok. İş adamımız biraz risk alsa birazda masraf etse o firmaya kazandırdığını kendi kazanacak, yanında çalışanlar kazanacak dolayısıyla Kahramanmaraş kazanacak.
Burada da iş yine Kahramanmaraş sayın valimize, belediye başkanımıza, KMSOB başkanımıza ve bakırcılar odası başkanımıza düşüyor. Bence yapılacak en önemli iş seminerler düzenleyip ustalık kadar esnaflığıda öğretmektir.  Ben burada bir paren tezde sayın bakırcılar odası başkanı Ökkeş BOZLAKOĞLU için açmak istiyorum, kendisini tanıdığım ve bildiğim kadarı ile yenilikçi ileri gören iyi ve genç bir işadamıdır. Üretmiş olduğu 304 ve 404 çelik ürünleri gerçekten büyük firmalarda üretilen mamullerden daha kalitelidir. Bunun için üretmiş olduğu ürünleri marka olarak görmek, reklâmlarla Türkiye ve dünyada tanındığını bilmek, arkadan gelen işadamlarına örnek olmasını önemle istiyoruz.
Bu günlükte bu kadar sayın okuyucularım. Bu konuda fikri olanların bizzat tarafıma müracaat etsini temenni eder işlerinizde başarılar dilerim.    
                                                                                             
                             
          

3-PAZAR YERİMİZ BAKIRCILAR ÇARŞISINA GEREKLİ ÖNEMİ VEREMİYORUZ.
Bakırcılar çarşısı Kahramanmaraşlı bakırcı, semerci, ceviz oymacı derici gibi bir çok esnafın Pazar yeridir. Bizi bakırcılar ilgilendirdiği için sadece bakırcıları anlatalım. Bakırcılar çarşısı tarihi özelliğinden dolayı da çok önemlidir. Geçmişi Anadolu Selçuklu dönemine kadar giden bu çarşı Dulkadiroğlu beyliğinden sonra Osmanlılar zamanında çok önemli konuma gelmiştir.
Buranın temeli bakırcılık mesleği üzerine kurulmuşsa da bugün semerci baharatçı ağaç oyma sandıkçı bıçakçılara da rastlanmaktadır. Bakırcı esnafım sıvama tekniği, dövme tekniği ve günümüz modern teknikle ürettiği ürünlerini bakırcılar çarşısında hem göstermekte hemde pazarlamaktadır. Böyle olunca da bakırcılar çarşısı hem tarihi kültürel olarak hemde reklâm ve pazarlama için çok önem arz etmektedir. 
Burada yaptığım inceleme ve çarşı esnafı ile görüştüğümde gerçekten çok büyük sıkıntılar olduğunu gördüm. Özellikle Kahramanmaraş sayın valisinden rica ediyorum bir gün tarihe mal olmuş bu çarşıyı gezsin, aynı şeyi sayın belediye başkanımızdan da rica ediyorum. Bu kadar önem arz eden bir çarşıyı gösteren tek bir levha yok. Çarşıya dört tane giriş olmasına rağmen hiçbir levha yok.
Kahramanmaraş bakırcılığın kenti ve bu kentte dört giriş var, Adana, Kayseri, Gaziantep ve Malatya pazarcık girişi, ben her girişten de geldim ve bakırcılıkla ilgili sadece Adana girişinde toplu anıtta bir temsil gördüm. İsmini vermek istemediğim bir ilimizde 5 tane bakırcı var, bunun 2 si Gaziantepli,  2 si Kahramanmaraşlı ve biriside o kentin yerlisi. İnanırımsınız kente 3 girişte de adamlar kocaman bakır cezve yapmışlar sanırsın bakır kenti.
Kahramanmaraş’ta daha önce söylemiştim bu işi yapan 1600 esnaf var, ama bunu belirten hiçbir kanıt olmadığı gibi Pazaryeri olan bakırcılar çarcısını gösteren tek bir levhada yok. Gelelim bu kadar önem arz eden bakırcılar çarşısının içine, gerçekten Kahramanmaraşlı olmaktan üzüldüm ya çarşının içi rezalet, bakımsız ve en önemlisi dışardan gelen misafire bir tuvaleti yok.
Çarşının acilen restore edilmeye, kanalizyon yapılmasına, daha sistemli güvenlik yapılmasına, 21. asra yakışır aydınlatmaya üzerinin tarihine yakışır şekilde kapanmaya ihtiyacı vardır. Bakırcılar çarşısında bazı imalathaneler çalışmaktadır, bunlarda bir yapı kooperatif sitesinde toplanarak buranın sadece pazarlama çarşısı olarak dizayn edilmesi gerekmektedir. Çarşıda dolaşırken görüştüğüm esnafların isteklerini sordum.
Bakırcılar çarşısından Salih ustanın isteğini aynen aktarıyorum.
-Bakırcılar çarşısı olarak burayı gösteren levhalar istiyoruz, sonra turist kafileleri gelmektedir onlara burayı da tur programına alınmasını istiyoruz. Unutulmasın ki kentimiz dondurma biber olduğu kadar bakırcı kentide. Yapılan tur programlarına bakırcılar çarşısı nında dahil edilmesini bekliyoruz.
Yine esnaflarımızdan Orhan ustanın taleplerini de aynen yazıyorum.
-Ben en önemli isteğim bakın şuranın haline rezalet, biz burada üretim ve pazarlama yapıyoruz, gelen misafirimizi gönderecek bir doğru düzgün tuvaletimiz yok. Burada kanalizyonda yok olsa tuvaletimizi dükkanımıza yapacağız, sonra en ufak bir yağmurda gelen müşterinin sığınacak yer olmadığından gidiyor, yukarı çarşı gibi burası da kapatılmasını istiyoruz. Yine en büyük sıkıntımızdan biriside dışardan gelen bir müşteri bizi arıyor ve bulamadım diye gidiyor ya bir levhamız yok, lütfen bunları yazın.
Bu ustalarımızın söyledikleri ile yaptığım araştırmada çarşının ihtiyaçlarını maddeler halinde yazıyorum ve çözümünü öncelikle sayın valimizden, belediye başkanımızdan, KMSOB başkanımızdan ve bakırcılar odası başkanımızdan bekliyoruz.
1-Çarşıyı gösteren levha yok.
2-Kahramanmaraş’ın bakırcı kenti olduğunu girişlerde gösteren amblem vb hiç bir şey yok.
3-Tuvalet yok kanalizyon sıkıntısı var. 
4-Gerçek anlamda aydınlatma ve güvenlik yok.
5- Çarşının reklâmı olmayınca tanınmıyor bilinmiyor, turist turlarına çarşı olarak katılması yok
6-Dondurma sektörü ile teksil sektöründeki gibi maddi manevi destek yok.
Yazımı burada bitiriyor, tüm esnaflarımıza işlerinde ve özel yaşantılarında başarılar diliyorum.
                                                                   

4-FUARLARA GİDEMİYORUZ

Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunlarından biride fuarlara gidemiyor dışarıya tam anlamı ile açılamıyoruz. Bu konuda görüştüğüm bazı esnaflar maddiyatsızlıktan bazıları fuarlardan haberlerinin olmadığını söylediler. Bazı esnafsa Kafum’un kiralanarak fuar açılmasını en azından ürünlerini Kahramanmaraş halkına tanıtmak istediklerini söylediler.
Görüştüğüm esnaflar bu konuda haklı, özellikle turistik bakır eşya yapan esnafımızın buna çok ihtiyacı var. Türkiye’de akla gelen hiçbir fuarda Kahramanmaraş bakırcı esnafını maalesef göremiyoruz. Oysa bir İzmir fuarında, İstanbul, Antalya vb. fuarlarda, hatta gerekirse yurt dışındaki fuarlarda bu ürünlerin gösterilmesi çok yerinde ve ne güzel olurdu.
Bu konuda da yine sayın Valimize belediye başkanımıza KMSOB başkanımıza ve bakırcılar odası başkanına görev düşmektedir. Bu esnaflarımızın maddi ve manevi desteğe ihtiyaçlarının olduğunu bilmeleri gerekmektedir.
Benim düşünceme göre örneğin bir İzmir fuarına 3 veya 4 esnafı gönderilse, bu esnaflar fuar boyunca el emeği göz nuru ürünleri orada sergilese, hatta levha bakırı orada işleyerek ürün haline getirseler inanın en güzel reklam olur. Sadece iç değil dış turizmede bu ürünler tanıtılmış olur. Ben hiçbir esnafın bunu yalnız başına yapacağını tahmin bile etmiyorum. Bu konuda yukarda saydığım dört büyüğümüzden mutlaka maddi ve manevi destek bekliyorum.
Unutulmamalıdır ki bu günkü teknoloji çağında bir ürünü yapmak kadar pazarlamak satmakta çok büyük başarıdır. Bu başarının en kolay yolu ise reklamdan geçer, bu reklamında en kolay ve en ucuz olanı insanlarla yani bizzat müşteri ile yapılan reklamdır. Bunun yapılabilmesi için müşteri bizzat ürünü, nasıl yapıldığını görmesi gerekiyor. Biliyorsunuz ki buda fuarlarla yapılmaktadır.
Kahramanmaraş’ta görüştüğüm bakırcı esnaflarının sayın bakırcılar odası başkanından ve belediye başkanından birde ortak talepleri bulunmaktadır. Bu talepte yapılacak bir istemdir. Biliyorsunuz Kahramanmaraş Atatürk parkında belediyemiz tarafından yapılmış kapalı bir alan var, Kafum burada en azından 15 günlük sadece bakırcılara ait bir fuar düzenlenmesi.
Sayın belediye başkanımız ve oda başkanımız İnşallah bunu dikkate alır ve en azından 15 günlük bir fuar düzenlerler. Birkaç reklamla ve en azından çevre illere tanıtılarak  bende bunun oldukça başarılı olacağını biliyorum.
Sözüme son verirken gerekli mesajların yerlerine ulaştığına inanarak tüm bakırcı esnaflarımızda başarılar diler mutluluklar temenni ederim.
                                                                                

5-BU MESLEĞİ SÜRDÜRECEK USTA ÇIRAK BULAMIYORUZ

Kahramanmaraş’ta bakırcılıkta bence en büyük sıkıntılardan biriside bu, çok yakında eğer böyle giderse bu işi yapacak gerçekten usta ve çırak bulunmayacak ve tarihe mal olmuş bir meslek kaybolup gidecek.
Bu konuyu öncelikle kalfa çırak ve ustalar olarak ele almak istiyorum. Görüştüğüm işyerlerinde ortalama bir çırak 30-50, bir kalfa 125-200, iyi bir ustada çalışmasına göre 250-400 arasında haftalık almaktadır. Bu iş yerlerinde sigortaya çok az oranda rastlanmaktadır, görüştüğüm işyerlerinde özellikle sanatkârlık isteyen bakırcılıkta sigorta yapan esnaflarda en fazla iki kişiye sigorta yapmaktadır. Bu mesleğin kromcu çelikçi grubunda sigorta asgari ücret uygulaması da yeni yapılmaya başlamıştır.
Çalışanlar olarak ortak görüş bu işte iş garantisi bulunmamaktadır, kazanç oldukça düşüktür ve sigortaya sıcak bakılmamaktadır. Durum böyle olunca, çalışanlar işçiler Kahramanmaraş’ta hızla gelişen ve yine çok önde olan teksil sektörüne kaymaktadır ve buralarda çalışmaktadırlar.
Bu sektörde özellikle çırak bulunmuyor buna sebeplerden biride uygulamaya konulan 5+3 ve uygulamaya konulacak olan 4+4+4 ilköğretim okul sistemidir. 6 yaşında okula başlayan çocuklarımız 18 yaşında ilköğretim mezunu olacak, bu yaştan sonra çıraklık kalfalık yapması bence imkânsızdır. Bugünkü sitemde de 6 yaşında okula giden bir çocuk 14 yaşında ilköğretimi bitirecek sorarız devlet büyüklerine bu yaşa gelmiş bir çocuğa bu yaştan sonra bırak bakırı başka sektörde de olsa çıraklık yaptırabilirmisin
Bakırcılıkta gerçek anlamda mesleğin piri olmuş bir ustanın en az 20 yıl çalıştığını biliyoruz. Şunu unutmamak gerek şuan bulunan gerçek ustalarımız, maddi sebeplerden, eğitimin uzatılmasından, ve  geriden nesil gelmediği için Allah korusun  son nesil olabilir.
Bu sebepleri esnaflarla da görüştüm onlarda kendilerince haklı, sigorta yapamadıklarını söylüyorlar çünkü ancak karınlarını doyurabiliyorlar, hatta bir çok esnafımız  2-3 yıllık bağkur borçlarının bulunduğunu söylediler. Bin bir zahmetle ürettikleri ürünlerinin tüccarlara kaptırdıklarından kendileri istediklerini kazanmadıklarından usta, kalfa ve çıraklara gerekli desteği veremediklerinden şikayet ettiler.
Yeri gelmişken burada bir parantez açmak istiyorum, bu yalnızca benim değil, bu işi yapan esnaflarımızın da talebidir. Kahramanmaraş Bakırcılar Odası sayın Ökkeş BOZLAKOĞLU’undan bizzat esnaflar talep edilmektedir. Kahramanmaraş’ta bakırcılar odası adına tüm esnaflarımızı ürünlerimizi gösteren internet sitesi yapılaması ve bu konuda gerekli desteği vereceklerini belirttiler.
Kahramanmaraş’ta yaptığım araştırmalarda teksil en büyük sektör olmuş, dondurma, kırmızı biber, kuyumculuk, ağaç oymacılığı, el yapımı tarhana büyük sektör olmaya adaylar haline gelmiştir. Bakırcılıkta ise krom çelik, bakalit, kaşıkçılık, dökümcülük (alimunyum, bakır döküm, cürufçuluk ve levha işleri) çağa ayak uydurmuş ön plana çıkmıştır. Bunun yanında alimunyum sanayi ve turistik bakırcılık yerinde saymakta ve böyle giderse bir nesil sonra kaybolmaya mahkum hale gelecektir.
Kısaca özetlersek Kahramanmaraş bakırcılında ücretlerin maddi sebeplerden dolayı düşük olması,  sigorta işlerine sıcak bakılmaması, eğitim sisteminden dolayı çırak bulunmaması geçmişten geleceğe uzanan bu meslekte yetiştirecek kalfa ve usta bulamamaktadır.
İş burada devlet büyüklerine düşmektedir, tarihe mal olmuş bu mesleğin ayağa kaldırılması için maddi ve manevi destek gerekmektedir. Eğitim sistemi ille 4+4+4 olacaksa çocuklarımız eğitimde küçük yaşta mesleğe yönetilmeli, meslek okullarına ağırlık verilmelidir. Çeşitli kurumlarımıza (Valiliğimiz, Belediye başkanlığımız, KMSOB, Oda Başkanlığımız v.b) yapacakları seminer ve aktivitelerle destek olmalıdırlar. Bunların içinde bence en büyük destek maddi destektir, esnaflarımıza çok düşük gerekirse sıfır faizlerle kredi imkanı verilmelidir.
Yazdıklarımın devlet büyüklerimizce dikkate alınmasını temenni eder, esnaflarımıza bol kazanç, tüm milletime de hayırlı işler dilerim.
                                                                
                                                                        

6-ESNAFLARIMIZI BİR SİTEDE (YAPI                     KOOPERATİFİNDE) TOPLAYAMIYORUZ.

Kahramanmaraş’ta bakırcılığın önemli sorunlarından da birisi bu, yaptığım araştırmalarda bu esnaflar aşta YSS, Menderes mahallesi ve Bakırcılar çarşısına dağılmış görünse de şehir içinde çeşitli mahallelerde, organize sanayide, Gaziantep ve Adana yolu üzerine de dağılmış durumdadırlar.
Nedendir bilinmez ama Kahramanmaraş’ta bakırcılığın çok gerisinde olmasına rağmen marangozlara, terzilere,  kuyumculara hatta kunduracılara yapı kooperatifi yapılacak ama bakırcılara böyle bir çalışma henüz bulunmamaktadır. Gerçekten birbirini bu kadar tamamlayan başka meslek olmamasına rağmen bakırcılar ile çok dağılmış durumdadır. Daha önce saydım bakırcı denilince akla alimünyumcular, kromcular, çelikçiler, turistik bakırcılar, kalaycılar, dökümcüler cürufçular, bakalitçiler, perçinciler, kaşıkçılar bezciler, v.b çok değişik esnaf gurubu girmektedir.
Bir turistik bakır çaydanlığın nasıl yapıldığını, hangi mesleklerin bundan gelir elde ettiğini takip ettim. Çaydanlık yapmayı planlayan bir esnaf öncelikle dökümcüden önceden belirlediği bakır levhayı alır. Diyelim ki bu esnaf bakırcılar çarşısında, levha alması için YSS gitmesi lazım, aldığı bu levhayı sıvama tekniği ile şekillendirir. Şekillenen levha eski kışla denilen yerde kalaycı tarafından kalaylanır. Şekli meydana çıkan çaydanlık için kulp ve emzik gerekir, esnafımız bunun içinde ya organize sanayiye gidecek yada Gaziantep yolu üzerindeki bakalitçiye. Bu işleri de halleden esnafımız nakış için tekrar işyerine döner, nakış işi de bitince ürününü paketlemek için daha önce hazırlattığı kutu için tekrar YSS gitmesi gerek. Son defa YSS giden esnaf ürünü olan çaydanlığını satışa hazırlamıştır.
Bir çaydanlığın yapımında esnafımız bu kadar uğraşarak, hem maddi hemde manevi zarar etmiştir. Yol için yaptığı masraftan başka birde zamanı da gitmiştir. Bu örnek sadece bir çaydanlık için, başka ürünlerde de en az aynı işlemler yapılmaktadır.
Sayın yetkililere soruyorum bu kadar değerli, tarihe mal olmuş bu mesleğe neden bu kadar ilgisizlik var? Oysa bu meslek insanoğlu yaşadığı sürece vardır ve hep olacaktır. Üstelik gerçekten hatırı sayılır bir halk topluluğu ekmek yemektedir. Sonra önce şehir ekonomisinde sonrada ülkemiz ekonomisinde çok değerli katkıları bulunmaktadır. Şunda hemen belirteyim Kahramanmaraş gerçekten bu meslekte Türkiye birincisidir, dünyada ise sadece Fransa ile mücadele etmektedir.
Burada da yine iş sayın devlet büyüklerimize düşmektedir, görüştüğüm tüm esnafın tek ortak derdi kendilerine ait tüm esnafların içinde bulunduğu bir ortak yapı kooperatifi. Bunlarda en az 80 m2 olmak üzere yapılan dükkanların düşük taksitlerle esnafa dağıtılmasını dört gözle beklemektedirler. Son sözüm bakırcılar odası başkanı ile KMSOB başkanına lütfen bu sese kulak verin ve hemen bir ön çalışmaya başlatın. Sevgi ve saygılarımla tüm esnaflarımıza hayırlı cumalar dilerim.,
                                                                                                

7-ESNAFLARIMIZA DEVLET TARAFINDAN MADDİ VE MANEVİ TAM DESTEK VEREMİYORUZ

Bence bakırcılıkta en büyük sıkıntı esnaflarımız maddi olarak desteklenmemesidir. Geçenlerde gazetede okumuştum bilmem kaç tane devlet sanatçısı varmış. Sakın yanlış anlaşılmasın ben sinema, müzik tiyatro sanatçılarına saygım sonsuz ama bence bir bakırcıdan en az onlar kadar sanatkârdır. Her iki grupta bu işe yüreğini, el emeğini göz nurunu koymaktadır. Ayrıca belirtmeden geçemeye cem sinema vb. sanatkârlık insanoğlu yaşadığı sürece hep olacaktır, sadece aktörler değişecek ama hep varlığımı göreceğiz.
Bakır sanatkârlığı ise eğer böyle giderse çok yakın gelecekte tarih olacak. Kahramanmaraş Osmanlı, hatta Anadolu Selçuklu devleti zamanında bakırcılık çok önemli bir gelir kaynağı imiş. O kadar kıymetli ve değerliymiş ki arsa, ev gibi gayrimenkul değerinde mirasla dağıtılıp kayda geçermiş. Hatta bugünkü eski Osmanlı kayıtlarında bunları bulmak mümkün.
Görüştüğüm birçok esnaf bu konuda gerçekten yardım beklemektedir. Özellikle 2010 yılından sonra maddi durumdan dolayı bir çok esnaf dükkan kapatmış yada maliyeden düşerek kaçak çalışma yollarına başvurmuştur. Kaçak çalışan bu esnaf maddi olarak çok rahatladığını düşünerek fiyat kırma ile diğer çalışan esnafa da zarar vermektedir.
Bu şekilde tabiri caizse merdiven altında çalışan esnaf sayısı da baya vardır ve sayı asla küçülmemelidir. Ben bazı bu esnaflarla da görüştüm, adamlar bakıra vb malzeme yapılan zamlarla iş yapamadıklarını, en az 2-5 yıl bağkur ödemediklerini geçinmek için başka çarelerinin kalmadığını beyan ettiler. Bazıları da böyle çok iyi olduğunu bağkur ve vergi olmadığı için mallarını ucuza pazarladıklarını daha rahat rekabet ettiklerini söylediler. Bence çok yanlış olmaması gereken bir durum ve bu iş bizi çok aşar.
Sayın devlet büyüklerinden bu konuda yardım istiyoruz esnaflar adına. Gerçekten bu esnaflara sahip çıkılmazsa, esnaf ya kepek indirecek yada merdiven altında yaşamak için çalışacak. Her iki durumda da kaybeden yine halkımız ve devletimiz olacak.
Bu esnaflara çok düşük faizli, uzun vadeli olarak verilecek krediler hem şehir hem devlet bütçesi için çok yerimde olacak. Bu konuda sayın büyüklerimizde destek bekliyoruz. Gelin hep beraber tarihe mal olmuş bakırcılık mesleğine el atalım, bu mesleğin tarih olmasına karşı çıkalım. Saygılarımla tüm esnaflarımıza bol kazançlar temenni ederim.
                                                                  

8- ESNAFLIĞI VE USTALIĞI ÖĞRENİP ÖĞRETEMİYORUZ.
Bence Kahramanmaraş’ta bakıcılık dışında da en büyük sorunlardan biri maalesef bu, gerçekten esnaflığı öğrenemiyoruz. Konuştuğum bir çok esnaf bence bu konuda sınıfta kalır. Burada mal üretmek satmak esnaflık gözü ile bakılıyor. Örneğin 28 yaşında bakırcı İhsan beyle bu konuyu tartıştım, inanın söylediklerine bazen güldüm bazen de üzüldüm, acıdım da.
İhsan mesleğinde tam bir usta, bakırın tüm işini harika olarak yapıyor. Sıvaması, kalaylaması, parlatmak kulp çakımı, paketlemeye kadar her işi en ince detayına kadar yapabilen ender bir usta. Himayesinde 5 kişi çalıştırıyor, her kişinin işi ayrı, yukarda saydığım işleri tek olarak yapıyorlar. Çalışan işçilerin sigortası, sosyal hakları yani mesai saatleri yıllık izin hakları gibi konulara girmiyorum, bunları özle haklara sayıyorum.
Gelelim esnaflığına, bakın sorduklarıma verdikleri cevabı aynen yazıyorum bu konuda karar siz sayın okuyucularımın.
-İhsan usta gördüğüm kadarı ile iyi bir ustasın, maşallah bakıra her şekli veriyorsun çok çeşitli ürünün var, peki hiç marka olmayı daha çok ürün yaparak daha pahalıya pazarlamayı düşündün mü?
-Marka olmak aklımdan geçti, basitte bir araştırma yaptım sanrım 15-20 bin lira ek bir masrafım çıkıyor. Şuan bunu yapmak işime gelmiyor çünkü hamdolsun yaptığım ürünü satıyorum hatta bazen mal yetiştiremiyorum.
-Çok güzel ben sana şöyle bir örnek vereyim, diyelim ki sen bakırı levha halinde peşin para 17 TL ye alıyorsun. Buna 2 TL işçilik veriyorsun, 1 TL kalay veya parlatma veriyorsun ve iyi oranda da 2 TL de malzeme kullanıyor, 17+5=22 TL mal ettiğin ürünü de paraketende 30, toptanda 24-25 civarında veriyorsun. Ben bu rakamlarda yanılıyor muyum?
-Hayır ortalama doğru fiyatlar bu.
-Peki ben sana şimdi çelikten bir örnek vereyim, Bizim burada yapılan  saf krom yani 304 komposdu seti ortalama 20-25 arasında, aynı set televizyonda reklam yapmış a markada 120-150 arasında gidiyor arada uçurumlar var. Ben iddia ediyorum burada yapılan o markadan çok daha kaliteli ve tahminimce bu markanın ürünü de burada yapılmış ama o marya patentli üründür. Sen neden bunu düşünmüyorsun daha çok ürün ve daha yüksek pazarlama yapmak aklına gelmiyor mu?
-Geliyor ama ben zaten iyi kazanıyorum, arabam evim var yılda 1 ay tatile de gidiyorum yani durumum iyi.
-Haklısın ama yanında çalışanların hangisi tatile gitmişler acaba, şuan 5 kişi çalışıyor neden yanında 100-150 kişi çalışmasın, sadece evin birde normal araban var, oysa bir bağ evin bir yazlığın sıfır birkaç araban olmasın? Hatta birkaç dairen olmasın değilmi? Şuan belki beş kişi sana dua ediyor tabi normal haklarını veriyorsan. 100-150 kişi çalışırsa daha çok dua alırsın onlara daha refah yaşam verirsin sen bunları yapacak kapasitedesin.
-Haklısın çalışırsam yapabilirim ama ya kim uğraşacak ben zaten düzenimi kurdum kazanıyorum da fazlasını ne yapayım, sen bunları büyük patronlara anlat.
-Ya onlar zaten yapmışlar çalışıyorlar, zamanında çalışmışlar atılım yapmışlar ben onlara ne anlatayım neyse boş ver sen bu yaşta hala bu küçük dükkanda hayata devam et atılım senin neyine? Sana son bir şey soracağım, nasıl bu mesleğe girdin?
-Babamın yakın arkadaşı olan Ahmet usta var, o zaman yedi yaşındaydım, bana okuyup da müderrismi olacak bir mesleği olsun dedi ve beni Ahmet ustaya teslim etti. Ahmet usta bana mesleği öğretti, askerden gelince babam köyde bir parça tarla ile evde bulunan koca öküzü sattı ve bir tezgah aldım dükkanımı açtım. Sonrada Allah diledi evlendim evimi arabamı aldım, 3 yıl öncede bu dükkanın kökünü aldım.
-Usta sen ne mezunusun merak ettim.
-Dışardan torpille ilkokulu bitirdim, başkada okumadım.
Bakın sayın okuyucularım bu esnafımız sadece ilkokul mezunu, onu da dışardan bitirmiş, esnaflık hakkında hiçbir bilgin varmı veya bir şeyler okudun mu dediğimde cevap hayır, bu ustamız inanın işe başladığında faturasını fişini irsaliyesini başkasına yazdırıyordu.
Buna örnekler çok yeni sanayide yıllarını bu mesleğe vermiş bu işin piri olmuş çok da saygın ve işin kötüsü işinde çok başarılı bir ağabeyimiz var, hayretler içinde kaldım ya adamın okuma yazması bile yok. Soruyorum bir esnaftan senet alırsan ne yapıyorsun diyorum, başkasına okutuyorum diyor, işini yıllarca bu şekilde yürütmüş. Şaşmamak elde değil gerçekten bu adam şuan sanayide maddi ve manevi durumu çok iyi parmakla gösterilen saygın bir esnaftır.
Buna örnekler çok saymakla bitmez, anlatılan hep aynı hikaye, filan ustanın yanında yetiştim, bağımı bahçemi tarlamı öküzümü sattım dükkan açtım. Yıllarca merdiven altında kaçak çalıştım, Allah’ta verdi çok şükür işim iyi. Kahramanmaraş bakırcılar odası sekreteri ilede bu konuyu konuştum. Adam diyor maalesef bizim esnafımız çok iyi ustalar ama asla iyi bir esnaf değiller. Bizim yılda bir defa aldığımız aidat vardır, gecen sene 80 TL. idi. Burada büyük bir esnafın yanına gittim aidat istemeye adamın bindiği arabalardan sadece birisi 120 bin liranın üstünde 80 liraya benle pazarlık ediyor 50 lira versem olmaz mı diye. Adamla saatlerce pazarlık ettim, ya bunun her tarafı usta olsa ne yazar, esnaflığı olmadıktan sonra, bence haklı 120 bin liralık araba binen birisi 80 lirayı hemen vermeli.
Görüştüğüm esnafın bir çoğu gerçekten fatura yazamıyor, bir çok esnaf kayıt dışı merdiven altı tabiri ile çalışıyor. Çok ilginç olaylarla da karşılaştım, bir esnaf anlattı, bu esnaf çay, tatlı kaşığı yapıyor çay kaşığının 12 âdeti ortalama 1200 kuruş. Mal satışına giden bir toptancıya ürününü bu fiyattan vermiş, adamda aynı 1200 kuruşa aldığı kaşığı 900 kuruşa pazarlamış yani 300 zararına sorduğumda sebep kaşıkçıyı bitirmek.
Tesadüf Erzincan’a gitmiştim, orada görüştüğüm bir esnaf dostum, ben dedi bir telefonla Kahramanmaraş’ta hangi esnafın nasıl mal yaptığını, kaça pazarladığı bir telefonla öğrenirim, birkaç kişi ile görüşmem dede tüm esnafı öğrenirim. Her esnaf rakibi esnafı en ince detayına kadar anlatır, çok cahil esnaflarınız var. Gecen bir fincanı sordum sana anlatayım, sizin kentte bir cezve 05 milimden 1.5 milim arası baskı ve sıvama ile yapılıyor, elde ve makinede nakışlanıyor, fiyatı da 2-12 arasında satılıyor. Gerçekten adam haklı bunları anlatırken isimde veriyor. Ben size soruyorum bir esnaf rakibini anlatırken kendisini de anlatmıyor mu? Bu anlattıklarım hangi esnaflık ahlakına girer? Esnaflığı ustalığı kadar iyi olan biri bunları yaparmı?
Görüştüğüm tüm esnaflarda tek düşünce var ben ürünümü pazarlayayım gerisi boş. Bunu yaparken her türlü sahtekarlığı yapmak esnaflık işi, yani gemisini yürüten kaptan mantığı. Vallahi inanamadım bakırcılıkta alimunyumda bir üretici malını 05 kuruşla 2 lira karla pazarlıyor ve bunu büyük başarı sağlıyor, bu ürün vatandaşa da en az 10 lira karla veriliyor. Üretici 05 kuruş ile 2 lira kazanıyor o kadar emekten sonra pazarlamacıda en az 10 lira kazanıyor bu nasıl esnaflıksa ben anlamadım anlayan varsa buyursun anlatsın.
Durum böyle olunca çalıştıracak usta kalfa çırakta bulunmuyor, çalışanlarda teksil sanayisine gidiyor. Burada yine iş büyüklerimize düşüyor, esnaflık hakkında çeşitli seminerler düzenlenmeli, esnaflarımıza esnaflık öğretilmelidir. Bu konuda anlatılacak inanın çok konu var ama ben sizleri sıkmak istemiyorum. Milli eğitim bakanlığı, çalışma bakanlığı ile ortak bu konuda seminerler veya gerekirse okullarda ders olarak bu konuyu anlatmalıdır bence.
Ayrıca en azından KMSOB ile Bakırcılar odası Başkanlığı bu konuda bir çalışma yapmalıdır. Bu esnafa esnaflık öğretilmelidir, esnaf ahlakı gösterilmelidir. Ustalığı çıraklık eğitim okullarının ve çalıştıkları işyerlerinde ustaların öğrettiğini kabul etsek bile acil olarak esnaflık mutlaka seminerlerle anlatılmalı en kısa zamanda da öğretilmelidir. Kahramanmaraş’ta bakırcılığın sorunlarını özet olarak anlattık artık çaresi büyüklerde diyerek yeni konularda görüşmek üzere hoşça kalın der saygılar sunarım.
                                                                         MUSTAFA AKYOL
                                                                                05379797897

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder